Cesur Yeni Dünya - inceleme
Herkese Merhaba,
Ben İpek ve sizlere bu yazımda çoğu raflarda gördüğünüz o kitaptan bahsetmek istiyorum.
- Cesur Yeni Dünya !
Eser adını Shakespeare’in Fırtına isimli eserinden, perde 4, sahne 1’deki Miranda’nın konuşmasından almış.
Kitap Henry Ford'un yürüyen bant sistemin geliştirmesi ve seri üretimlerin başlamasıyla değişen dünyanın konusunu ele almıştır. Öyleki bir milat olarak ele alınmıştır.
Kitapta tektipleşmenin olası hali ele alınmış ve 1984 kitabının aksine insanlar buna zorlanmamıs , kabullenmiş bir şekilde doğuyorlardır. Öyle ki doğum bile seri üretim şeklindedir. Kitap 1931 yılında kaleme alınmıştır. Aldous Huxley çağın çok ötesinde düşünmüş , kaleme almış ve bugun - çok sonrasını düşüneceğimiz bir çok soru bırakmıştır.
Kitap yeni ve eski 2 dünya vardır. Yeni Dünya'da tektipleşme var ve insanlar kast sistemine göre ayrılmaktadır. Doğumlarda karakterler dahil her şey planlanmakta ve doğumlar bu kast sistemine göre olmaktadır. Eski Dünya 'da ise günümüz dünyası ile aynıdır. Korku, sevinç mutluluk var fakat yoksulluk ve hastalık kol gezmektedir. Kitapta kahramanımız John eski dünyayı merak etmekte ve buraya ulaşmayı başarmaktadır. Buradaki insanların haz peşinde koşan yaratıklar olduklarını anlayan ve büyük bir yıkıma ugrayan John, intihar etmektedir.
Kitapta çok sevdiğim bir diyalog var ki ; Kitapta düzene rağmen mutlu olamayan John, ‘’ben keyif aramıyorum tanrıyı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum, günah istiyorum.’’ diye çıkışınca Mustafa Mond’dan ‘’siz mutsuz olma hakkınızı istiyorsunuz.’’ cevabını almıştır.
Mutsuzluğa rağmen özgürlük istenir mi ?
Kitapta dinin,özgürlüğün, şiirin ve daha nicesinin önemini vurgulamıştır Huxley. Toplumun önceliğinin bir grup insan tarafından koyulan kuralların mı belirlediğini ve bu uğurda her şeye rağmen özgürlüğün mü önemli olduğunu sorgulamıştır.
Okumadıysanız eğer okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Bu distopik romanı okumadan önce ise George Orwell'ın 1984 kitabını okumanızı da tavsiye ederim . Bir başka yazımda yine bu kitaptan bahsedeceğim.
Yazımı umarım beğenmişsiniz. sizi teşvik edebilseysem ne mutlu.
Şimdilik hoşçakalın..
:)
İpek Arslan
Ben İpek ve sizlere bu yazımda çoğu raflarda gördüğünüz o kitaptan bahsetmek istiyorum.
- Cesur Yeni Dünya !
Eser adını Shakespeare’in Fırtına isimli eserinden, perde 4, sahne 1’deki Miranda’nın konuşmasından almış.
Kitap Henry Ford'un yürüyen bant sistemin geliştirmesi ve seri üretimlerin başlamasıyla değişen dünyanın konusunu ele almıştır. Öyleki bir milat olarak ele alınmıştır.
Kitapta tektipleşmenin olası hali ele alınmış ve 1984 kitabının aksine insanlar buna zorlanmamıs , kabullenmiş bir şekilde doğuyorlardır. Öyle ki doğum bile seri üretim şeklindedir. Kitap 1931 yılında kaleme alınmıştır. Aldous Huxley çağın çok ötesinde düşünmüş , kaleme almış ve bugun - çok sonrasını düşüneceğimiz bir çok soru bırakmıştır.
Kitap yeni ve eski 2 dünya vardır. Yeni Dünya'da tektipleşme var ve insanlar kast sistemine göre ayrılmaktadır. Doğumlarda karakterler dahil her şey planlanmakta ve doğumlar bu kast sistemine göre olmaktadır. Eski Dünya 'da ise günümüz dünyası ile aynıdır. Korku, sevinç mutluluk var fakat yoksulluk ve hastalık kol gezmektedir. Kitapta kahramanımız John eski dünyayı merak etmekte ve buraya ulaşmayı başarmaktadır. Buradaki insanların haz peşinde koşan yaratıklar olduklarını anlayan ve büyük bir yıkıma ugrayan John, intihar etmektedir.
Kitapta çok sevdiğim bir diyalog var ki ; Kitapta düzene rağmen mutlu olamayan John, ‘’ben keyif aramıyorum tanrıyı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum, günah istiyorum.’’ diye çıkışınca Mustafa Mond’dan ‘’siz mutsuz olma hakkınızı istiyorsunuz.’’ cevabını almıştır.
Mutsuzluğa rağmen özgürlük istenir mi ?
Kitapta dinin,özgürlüğün, şiirin ve daha nicesinin önemini vurgulamıştır Huxley. Toplumun önceliğinin bir grup insan tarafından koyulan kuralların mı belirlediğini ve bu uğurda her şeye rağmen özgürlüğün mü önemli olduğunu sorgulamıştır.
Okumadıysanız eğer okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Bu distopik romanı okumadan önce ise George Orwell'ın 1984 kitabını okumanızı da tavsiye ederim . Bir başka yazımda yine bu kitaptan bahsedeceğim.
Yazımı umarım beğenmişsiniz. sizi teşvik edebilseysem ne mutlu.
Şimdilik hoşçakalın..
:)
İpek Arslan
Kaleminize sağlık.
YanıtlaSil