Wonder - eleştiri
Wonder ; kitaptan uyarlama bir film.
Kitabı ise ; mucize - r.j. palacio
Mucize olarak türkçeye çevirilen filmde ilk bakış itibari ile çokta iştah açan bir film değil gibi görünüyordu benim gözümde.
Film çıkalı bir hayli olsada , yeni izleme / keşfetme fırsatı buldum.
Film August Pullman 'ın ya da filmden esintisiyle Auggie'nin evde aldıgı okul eğitiminden sonra beşinci sınıfa başlamasıyla yaşadıklarını anlatıyor.
Treacher Collins sendromu olarak hayata gözünü açan Auggie ,doğduğu andan bu yana geçirdiği bir çok ameliyat olmuş ve yüzündeki bariş yara ve bozukluklarla , ve karşılaştıgı herkesin kendisine bakması onun için artık dayanılmaz bir hal almaya başladığı anda ona destek çıkacak bir çok arkadaş edinmiş ve bunun üstesinden gelmeye çalışmaya başlamıştır.
Filmin detaylarında ise şöyle bir güzellik var ki ; Auggie’nin arkadaşı John Will, ablası Via’ya ve ablasının arkadası Miranda’nın gözünden ve tarafından kendilerinde aslında ne oldugunu bize anlatıyor , Bununla birlikte hikayeye bakısımızda değişiyor.
owen wilson ve julia roberts'ın başrollerini paylaştıgı filmde diğer oyuncularla birlikle rollerin ve etkinin eşit dağıtımı ise filmin düzgün bir şekilde ilerlemesini sağlıyor.
Film içinde verilmek istenen mesajlar ise son derece yerinde ve etkileyici.
Özellikle Auggie'nin Nasa'ya olan tutkusu ile birlikte yüzünüde dışarıdaki insanlardan saklaması için taktıgı astronot kaskı bence filmin en masum anlarıydı.
Filmden çıkarılması gereken çokca anlam mevcut. Sıradan bir Hollywood filmi denip geçiştirilecek bir film oldugunu düşünmüyorum.
Günümüz sinemasında bu kadar anlamsız filmler varken , yapılan iyi konulu ve içerikli filmler arasında.
Tavsiyem izlemenizden yana.
Ve işte kitaptan ve filmden replikler /alıntılar ;
" Haklı olmak ile nazik olmak arasında seçim yapmanız gerektiğinde nazik olmayı seçin."
''Herkes hayatında bir kez olsun ayakta alkışlanmalı çünkü hepimiz dünyayı dize getirdik!''
" Eylemleriniz , anıtlarınızdır."
''Sihirli bir lamba bulsaydım ve tek bir dilek hakkım olsaydı, hiç kimsenin fark etmeyeceği sıradan bir yüzüm olmasını dilerdim.
Sokakta yürürken insanların beni görüp hemen başka tarafa bakıyormuş gibi yapmamalarını dilerdim.
Ne düşünüyorum biliyor musunuz? Sıradan olmamamın tek nedeni, kimsenin beni öyle görmemesi.''
Fragman için;
İpek Arslan
Kitabı ise ; mucize - r.j. palacio
Mucize olarak türkçeye çevirilen filmde ilk bakış itibari ile çokta iştah açan bir film değil gibi görünüyordu benim gözümde.
Film çıkalı bir hayli olsada , yeni izleme / keşfetme fırsatı buldum.
Film August Pullman 'ın ya da filmden esintisiyle Auggie'nin evde aldıgı okul eğitiminden sonra beşinci sınıfa başlamasıyla yaşadıklarını anlatıyor.
Treacher Collins sendromu olarak hayata gözünü açan Auggie ,doğduğu andan bu yana geçirdiği bir çok ameliyat olmuş ve yüzündeki bariş yara ve bozukluklarla , ve karşılaştıgı herkesin kendisine bakması onun için artık dayanılmaz bir hal almaya başladığı anda ona destek çıkacak bir çok arkadaş edinmiş ve bunun üstesinden gelmeye çalışmaya başlamıştır.
Filmin detaylarında ise şöyle bir güzellik var ki ; Auggie’nin arkadaşı John Will, ablası Via’ya ve ablasının arkadası Miranda’nın gözünden ve tarafından kendilerinde aslında ne oldugunu bize anlatıyor , Bununla birlikte hikayeye bakısımızda değişiyor.
owen wilson ve julia roberts'ın başrollerini paylaştıgı filmde diğer oyuncularla birlikle rollerin ve etkinin eşit dağıtımı ise filmin düzgün bir şekilde ilerlemesini sağlıyor.
Film içinde verilmek istenen mesajlar ise son derece yerinde ve etkileyici.
Özellikle Auggie'nin Nasa'ya olan tutkusu ile birlikte yüzünüde dışarıdaki insanlardan saklaması için taktıgı astronot kaskı bence filmin en masum anlarıydı.
Filmden çıkarılması gereken çokca anlam mevcut. Sıradan bir Hollywood filmi denip geçiştirilecek bir film oldugunu düşünmüyorum.
Günümüz sinemasında bu kadar anlamsız filmler varken , yapılan iyi konulu ve içerikli filmler arasında.
Tavsiyem izlemenizden yana.
Ve işte kitaptan ve filmden replikler /alıntılar ;
" Haklı olmak ile nazik olmak arasında seçim yapmanız gerektiğinde nazik olmayı seçin."
''Herkes hayatında bir kez olsun ayakta alkışlanmalı çünkü hepimiz dünyayı dize getirdik!''
" Eylemleriniz , anıtlarınızdır."
''Sihirli bir lamba bulsaydım ve tek bir dilek hakkım olsaydı, hiç kimsenin fark etmeyeceği sıradan bir yüzüm olmasını dilerdim.
Sokakta yürürken insanların beni görüp hemen başka tarafa bakıyormuş gibi yapmamalarını dilerdim.
Ne düşünüyorum biliyor musunuz? Sıradan olmamamın tek nedeni, kimsenin beni öyle görmemesi.''
''Gülümsemedim, zaten gülümseseydim bile kimse anlamazdı.''
Fragman için;
İpek Arslan
Yorumlar
Yorum Gönder